Yaşamın Sırtındaki Bıçaklar









İçimde adım atacak yer kalmadı ki. 
Gelenler gelsin yüzme biliyorsa.

Herkes o kadar haklı ki, kime hak vereceğimi şaşırdım. Kendimi insanların penceresinden bakmaya o kadar kaptırmışım ki kendi penceremi silmeyi unutmuşum. Bu kadar haklı insanın arasında ne yapacağımı bilmiyorum. Birbirinizi hatalarınızdan sevin, ne olur! Çünkü kendinizi rahat bırakmanız lazım. Düşün yakanızdan, bırakın ki huzurlu olabilmeye adım atın. Kendinizi de etrafınızdakileri de rahat bırakın. Gerekirse hata yapın. İnsanlar hata yapmadan doğruları bulamıyor.

"Yoruldum, gezegen." 

Bu cümle öyle ağır ki altında eziliyorum. Değil parmağımı kıpırdatmak, rüzgar değse saçlarımdan bir tutam bile kıpırdamaz. Öyle bir yorgunluk, cansızlık, yaşamsızlık. Nabız alamıyorum, gezegen; nabız yok. Belki de hiçbir zaman olmadı. Girdim, geliştim ve o kadar. Bir sonuca varamadım. Bir şeyleri üstü kapalı anlatmaktan da yoruldum. Fakat ben de böyleyim, kendimi kabulleneli çok zaman oldu.

"Biraz oyun oynayayım, biraz dizi-film seyredeyim geçer." demekten de yoruldum. 

Herhangi bir insan tarafından 'aldatılmak' ne feci. Ne korkunç. Ne zalimce. Hele ki kendinden ödün verip başkasının yaralarını sarıp yaşamını kurtarmaya çalışırken aldatılmak... Sindiremiyorum. Bir şekilde hep aynı yerden bıçaklanıyorum. Artık o nankörlük bıçağını kendi ellerimle insanların elleri arasına tutuşturduğumu fark ediyorum. Çok acı. Ağlayasım geliyor. Ağlamaya midem bulanıyor. Hak edilmemiş gözyaşları akıtmaya değer değilse n'içindir? Çok üzgünüm.

Yalana tahammül seviyem ne yazık ki çok düşük.

İnsan... İnsan nedir? İnsan kimdir? N'için böyledir? Bir buhrandan çıkamamışken n'için başka bir buhrana sürüklenir insan? Ne acı. Sürüklenmek istemiyor, ayaklarımı yere sürüyorum fakat faydasız. Bir kere anladım. Kabullenmek zorundayım. Fakat sindiremiyorum. Vücudum, ruhum kabul etmiyor artık. Fazla fazla geliyor. Alamayacağı kadar haksızlık... Tahayyül ettiğim her şeyin böylesine aniden yıkılıp gitmesi... Büyük deprem. Artık ne hissetmem gerektiğini de ne hissettiğimi de bilmiyorum. Yalnızca erteliyor insan affettiklerini. Fakat ne fayda; görüyorsunuz ya, bir şekilde gerçekleşiyor.

Bazen bırakmanız gerekir. Böylece canınız yanmayı bırakır belki. En azından daha fazla fedakarlık yapıp kendi yaşamınızdan hırsızlık etmiş olmazsınız. Ben artık beklemeyeceğim. Beklemek, yenilmeye gün sayma işi. Artık fedakarlıkları bırakıp kendi yaşamımı değerlendireceğim. Çünkü yaşam da bir yerlerde beni bekliyor. Ben onu yenmeye değil sırtındaki bıçakları sökmeye gidiyorum.

Bir şey olduğunda eskisi gibi olamazsınız. Çünkü o şey olmuştur. Değiştiremezsiniz. Kurcalayamazsınız. Olduğu gibi kabullenip ne yapacağınıza karar vermeniz gerekir. Siz karar vermediğinizi sandığınızda bile bilinciniz sizin yerinize çoktan karar vermiştir. Siz hafızanızdan silmeye karar verseniz de deneyimleriniz size dahildir ve eksilerek yok olmazlar. Kendinizi bir dondurucuya atamazsınız, üzgünüm. Nabzınızı bulmanın yolu bu değil. Bir süre beklemeli ve bunun size kattıklarıyla yola devam etmek zorundasınız. Çünkü yaşam bunu hak etmiyor. Ona hak ettiği değeri verin.

SIR: Herkes elinde bir bıçak taşır. Bazıları arkasında saklar.

Yorumlar

  1. Bende yalanı sevmiyorum

    YanıtlaSil
  2. İnsanın ara sıra kendini dinlemesi, hatalarını görmesi, gerçeklerle yüzleşmesi en önemlisi de onları kabullenmesi ne kadar güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi? Zor fakat olgunlaştırıcı güzellikte bir şey.

      Sil
  3. Yazı dilinize ve Amelie'den vazgeçmemenize bayılıyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amelie içime işlemiş, vazgeçmemin mümkünatı yok. Teşekkür ederim. :)

      Sil
  4. Beni o kadar mutlu ettin ki bu uzun yorumunla... Kendinden bahsetmeye başlaman yazdıklarımda, paylaştıklarımda kendine dair bir şeyler bulduğunu gösteriyor bana, bu yüzden de çok mutlu oluyorum. :) İyi hissettiğine sevindim. Umarım bir gün bir araya gelir ve uzun uzun sohbet etme şansına sahip oluruz. Samimiyetin için teşekkür ederim.

    Sonsuz sevgimle,

    YanıtlaSil
  5. Bir yazıya değil esere tanıklık ettik elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah, çok teşekkür ederim.

      Sil
  6. paylaşımınız için teşekkür ederim. soluksuz okudum yazınızı , emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyup bu hoş yorumda bulunduğunuz için ben teşekkür ederim.

      Sil
  7. Yanıtlar
    1. Sanırım bu iyi bir şey. Teşekkürler.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar