Rol - Sen bugün kimsin?

Başka İnsanların Penceresi
"Hayatımın bazı bölümlerini silmek istiyorum ve bu bölüm onlardan biri."


Elinden geldiğince bunu kendisinden bile saklamaya çalıştı ama çok uzun zamandır kaygıyla doldurulmuş bir bedende yaşıyordu. Bununla yaşamaktan ziyade bunun farkına vararak yaşamak enteresan bir süreç olmuştu onun için. Her geçen gün daha da yenildi, omuzları gitgide daha da düştü, parlak gözleri her geçen gün daha da söndü. Bazen anlık bir cesaretle atlatabileceğini hissetti. Yeri geldi yeni yapılmış bir asfaltın canlılığındaki gerçekliğe kapıldı, "Kendimi yenebilirim." dedi. Çok çaba sarf etti. Ama yenildi. 

Yenilgiyi kabullendi. İşine geldiğinden değil; hayal dünyasında daha fazla yaşayamayacağını anladı ve kendisine şans diledi. Hayatının bundan sonraki dilimini bunu bilerek ve sonuçlarının farkında olarak yaşayacağına karar verdi. Hayal kurmayı bırakacağına dair yeminler etti. Çünkü onun için bu duyguyu yenmek imkansızdı; huzursuzluğu. "Belki bir gün. Ama bugün değil." diye düşündü; "Kendiliğinden. Çabamla değil. Hayal ederek değil. Şimdiye kadar birçok kötü duyguyu yaşadım ama hiçbiri bu kadar sancılı geçmedi ve hiçbiri hayatımı böylesine gasp etmedi. Kendimi, kendime karşı öyle savunmasız hissediyorum ki... Yenilgiyi kabullenerek acıyı kokluyorum, damarlarımda gezmesine müsaade ediyorum. Kendime taktığım çelmelerle acı zirveye ulaşıyor." dedi ve ellerini havaya kaldırıp yeni bir döngüye teslim oldu.

Hayatı boyunca başkası olmaya çalıştı ama artık yapamıyordu. Bir de onun için verilmiş olan rolü denemek istiyordu; bomboş bir karakter olmayı. Hayalleri olmayan, planlamayan, sadece nefes alıp veren... "Bunu yapabilirim. Sanırım artık sadece bunu yapabilirim. Bunu istiyorum. Çünkü acı çekmediğim tek rol bu." diye düşündü. İçi boş olan şeyden karakter çıkar mı, diye sormayı reddetti. İlk kez sorularını görmezden geldi ve taze bir adım attı.  

Yanılıyor olabileceğini hesaba katmadı. Çünkü artık çocukluğundaki kadar cesur biri olmadığına kendisini ikna etmişti. Zayıflayıp güçsüz kaldığına inanıyordu. Parmağını oynatsa dünyası yıkılıyordu artık. Çünkü parmağının tüm hareketlerini düşünüyordu. Eh, biraz takıntılıydı. Elleri titriyor, midesi bulanıyor, soluğu kesiliyor, kalbinin atış seslerinden başka hiçbir şeyi duyamıyordu! Belki bir zamanlar olmak istediği kişiyi bir derin dondurucuya kapatacaktı ama en azından sadece soğuğu hissedecekti; acıyı değil. Korkuyordu, başını döndürüyordu bu gezegen ve insanlar. Çocukken uzaya gitmek istiyordu; şimdi gerçekten gitse heyecandan ölürdü herhalde. Çünkü Dünya bile ödünü patlatırken dışına çıkıp diğer gezegenlerle tanışmak sıra dışı olurdu. 

Dünyada bir iz bırakmaya inanıyordu ama buna inanmayı bıraktı. Artık hiçbir şeye inanmıyordu; kendisine bile. Peki bu şekilde hayatta kalabilir miydi? Bunu hiç denememişti. Bunu da deneyip sonuçlarıyla karşılaşmalıydı. Hayatı boyunca olağanüstü bir yaşamı diledi ama şimdi sıradan bir yaşam için çabalıyordu. "Herhalde büyüdüm." diye düşündü. Oysaki tüm o olağanüstülükleri isterken de büyümeyi hayal ediyordu; büyüyüp olağanüstü bir insan olmayı. Ama şimdi sıradan, standart bir hayatı istiyordu. Nasıl bir döngüydü bu böyle! Akşam ne yemek yapacağımı, tatil gününde hangi kitabı okuyup hangi filmi seyredeceğini, bugün televizyonda hangi dizinin yeni bölümünün olduğunu falan düşünmek istiyordu. Geleceği düşünmek istemiyordu. Çünkü ne zaman düşünmeye kalksa nefes alamıyordu. Bu yüzden düşünmeyi bıraktı. Bir de "Sadece Yaşamak" diye adlandırdığı şeyi deneyecekti. İroniyi görmezden gelmeye hazır mıydı? 

"Hazır mıyım bilmiyorum. 
Eskiden bunu düşünmezdim bile. 
Çünkü hep hazırdım."
Başka İnsanların Penceresi
SIR: Bazen başka biri olmayı isteyecek kadar delirirsin. Aklını bulmak istemeyeceğin kadar. 



Yorumlar

  1. Bazen sadece yaşamak ister insan, sadece yaşamak bile büyük iş. Güzeldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyup yorumda bulunduğunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  2. Realist tarafın bir hayli hoşuma gitti doğrusu. Hem hayal kurmayı bu kadar seven hem de böylesine realist olabilen çok az insandan biri olduğunu bilmelisin. Yorumun içimi ısıttı. Çok teşekkür ederim; söylediğin her şey için. :)

    Not: Gençlikle değil ama bence ruhunla bir ilgisi var. Hangi yaşta olursan ol çocuk ruhun seni her zaman takip ediyor ve bu kesinlikle harika bir şey! :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar