Emniyet Kemeri


Duvarlarım var benim. Aşamadığım, kimsenin aşmasına izin vermediğim... Ama artık aşılsın istiyorum, yıkılsın istiyorum; altında kalmayı göze alıyorum. En azından içeri güneş ışığı girer. Biraz da D vitamini alalım. Umut etmeyi ya da hayatı yaşamayı unuttuğumu sanıyordum. Biri bana bunu hatırlattı. Elimi tutup ayağa kaldırdı ve kendime gelmemi sağladı. Üstelik bunu, beni hiç sarsmadan yaptı. Özüme dönmem için çaba gösterdi ve bunu yaparken ne yaptığının bile farkında değil. Sanırım güzel olan da bu.

Huzur istiyordum ve sanırım onu almak üzereyim. Belki de almaya başladım bile. İçimde çiçekler açmaya başladı. Belki de ben bir çiçektim; sulanmadığı için solup giden. Belki ben izin vermedim, belki de ihtiyacım olan suyu bulamadım. Ama şimdi tazelendim. Ve umarım bunu mahvetmem. Çünkü biliyorum, bunu yapabilirim. Neden mi? Çünkü korkuyorum. İlk kez bu kadar yükseğe çıkacağım. Lunaparktaki oyuncakların emniyet kemerleri var; benim yok. Düşebilirim. Yine de o zirveye çıkmak istiyorum. Ama hala düşebilirim. Ve korkumu engelleyemem.

Korku insana asla yapmayacağı şeyleri bile yaptırır. Aslında şu an arkama bile bakmadan kaçmam lazım. Ama bu kez kaçmak istemiyorum. Kalmak ve kendim için iyi bir şeyler yapmak istiyorum. Kaçmak bu zamana kadar bana çok şey kazandırdı, diyemem. Bazı şeyler kazandırdı ama kazandırdığından daha fazlasını kaybettirdi. Hayatı filmlerde, dizilerde, kitaplarda gördüğüm gibi görmekten vazgeçmeye karar vermiştim. Belki de bu karar beni şu an olduğum noktaya taşıdı. Ne kadar iyi bir şey yaptığımın farkına vardığımda daha ileride olacağım. Kaçmadığım için kendimi tebrik edeceğim ve geriye dönüp geldiğim yolla gurur duyacağım. Çünkü adımlar atıyorum ve hiçbiri boşa değil. Hepsinin bir anlamı, hepsinin bir amacı var. 

İnsan önce kendini düşünmeli, önce kendini sevmeli. Kendini düşünmeyen başkasını düşünemez, kendini sevmeyen başkasını sevemez. Eğer kendine bu şansı bahşedersen başkaları da seni düşünür, yer edinirsin ruhlarında, yerleşirsin bir köşelerine. İnsan çok çeşitli bir varlık. Düşüncelerimiz olduğu kadar duygularımızda var ve bence bunlar bir noktada kesişiyor. Sadece düşünmek ya da sadece duygularınla hareket etmek yetmiyor. Bunları harmanlayabiliyorsan sağlam adımlar atabiliyorsun hayatının içinde. Ve bu adımlar seni geriye değil, daha ileriye taşıyor. Bunu fark ettiğinde gülümsüyorsun ve gülümsemek gerçekten iyi hissettiriyor.

Gülmeyi unutmuştum. Gerçekten gülmeyi... Bazen insan kendine bile rol yapıyor. Şimdi bütün rollerimden sıyrılıyorum. Kendim olduğum bir yerdeyim. İyi hissediyorum. "Umutsuz yazıların sonu mu geliyor?" diyorsun. Sence de iyi bir sonu hak etmemiş miydik? "Umutsuz insan olur mu, olursa nasıl olur?" diyordum eski yazılarımdan birinde. O zamanlar o kadar umutluydum ki umutsuz insan fikrini bile anlayamıyordum. Öyle yaşanabileceğini düşünmüyordum ve haklıydım. O sıralar hayatta olduğuma bile emin değildim. Fazla merak da iyi değilmiş ayrıca. Bu kadar merak ettiğim için mi umutsuz bir insana dönüştüm, diye de düşünmüyor değilim. Komik geliyor şimdi düşününce. Yine de şu merakımı aşamıyorum. Merak ediyorum ve bir şekilde ben bile farkına varamadan o şeyi öğrenmek için çabalıyorum. Tabi bunu umut konusunda bile isteye yapmadım ama evrene gönderdiğim enerji beni oraya sürüklemiş olabilir.

Şimdi ne mi oldu? Nasıl mı oldu? Şöyle söyleyeyim; bu yılın başlarında içime kimse fark etmese de olumlu bir enerji yerleşti. Bu kadar inanmazdım şu enerji işlerine ya da pozitif olma durumuna. Ama işe yaradı. İnsan gerçekten isterse başarabiliyor. Dediğim gibi, bu yılın başlarında evrene pozitif enerji gönderdim ve bana geri döndü. Belki de mistik güçlerim vardır. Bu yıl iyi şeyler olacağını hissediyorum deyip durdum kendime ve etrafımdaki insanlara. Ve oldu. Yoluna giriyor her şey yavaş yavaş, taze ve emin adımlarla ilerliyorum. 

Bir süre olduğum gibi umutsuz değilim artık. Bu aniden olmadı. Ufak adımlarla olduğum yerden kalkmaya başlamıştım zaten. Ama birilerinin de senin için bir şey yapmaya çalışması... Üstelik buna alışkın değilim. İnsanların benim için bir şey yapmasına, bunu ben istemeden yapmalarına... Bu gerçekten iyi hissettiriyor. Benim başkalarına yaptığım şeyi şimdi birileri benim için yapıyor. Ben farkında olmadan yapıyordum bunu; şimdi de biri benim için bunu yapınca farkına varıyorum. İnsanlar bazen ne kadar güzel şeyler yaptıklarını fark edemiyorlar ama insanı gülümseten ve iyi hissettiren de tam olarak bu. Farkında olmadan biri için bir şeyler yapmak... Çünkü o kadar istiyorsun ki, çabaladığını ya da birinin hayatında iyi bir şeye dönüştüğünün farkına bile varmıyorsun. Hayatınızda böyle insanlar varsa ve hala farkında değilseniz bir an önce farkına varın. Çünkü inanın bunu hak ediyorlar. Ve siz de...

SIR: Emniyet kemeri her zaman hayat kurtarmaz. Bazen birisi yan koltuğunuza oturur ve kolunu uzatıp düşmemeniz için sizin emniyet kemeriniz olur. Eğer zirveye çıkmak istiyorsanız korkuyu göze almanız gerekir. Ve inanın buna değer.



Yorumlar

  1. Sevindim:) İnsanı umutlandıran ve yeniden hayata bağlayan bir yazı. Enerjiniz bol, cesaretiniz daim, dostluğunuz baki olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz da beni sevindirdi. Teşekkürler. :)

      Sil
  2. Güzel blog ve güzel bir yayın. Tekrardan döndüm artık buralardayım. Bana da uğrayıp çay içmeyi unutma :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler. Uğrayacağım. :)

      Sil
  3. güzeeeel, geriye bakmadan bu yolda gitmek lazım :)

    YanıtlaSil
  4. Tesadüflere inanırım ve bazı kalpler birbirine karşıdır sahiden. Yazdıklarıma değer verip sakin bir zamanda okumak istemen benim için çok güzel, inan... Senin gibi okur az bulunur.

    Mutlu eden şeyler diğer yandan hüzünlendirir beni de, bundan olsa gerek hüzünlenmen. :)

    Ziyaretin beni çok mutlu etti.
    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar