Bugün 5 yaşındayım.
Uyandım. Gözlerimdeki minik çapakları sildim. Yine rüyamda ağladım herhalde. Saçlarım kısacık, bukle bukle sarılar, birkaç yıl içinde kahve rengine dönüşmeyi bekleyen sarılar. Odaya baktım. Ablamı bulamadım. Neredeydi? Mavi kapıya yaklaştım. Boyum kapı kulpuna yetişecek kadar. Kulpu çevirip açtım. Kapının eşiği çukur. Ama benden yüksekte.
Ayağımda kırmızı yeşil terliğim. Eşiğe çıktım. Kapıyı arkamdan kapattım. Karşımda park. İki adım attım. Sonra sağa döndüm. Caddeye çıkan uzun ve yüksek yol. Yol bile benden büyük, önümde sanki dağ gibi duran bir yokuş. Yolu yürüdüm. Arabalar vızır vızır. Önce sola baktım, sonra sağa, sonra tekrar sola ve ortadaki kaldırıma çıkana kadar koştum. Sağa baktım. Sola baktım. Sağa tekrar baktım ve karşıya geçtim. Biraz yürüdüm. Sağa döndüm. Yürüdüm. Yürüdüm. Sola döndüm. Okula girdim. Ablamın öğretmenini buldum.
"Ablam nerede?" dedim.
"Burada değil, sen niye geldin?" diye sordu.
Omuz silktim. Sorduğu sorunun cevabını çoktan vermiştim. Müdürün odasına yürüdüm. Kapıyı tıklatıp açtım.
"Ablam nerede?" dedim.
"Bilmiyorum." dedi.
"Sen buraya nasıl geldin?" deyip yerinden kalktı.
"Hım. Yok mu! Tamam." diye mırıldanıp odadan çıkarken bir de, "Ben onu bulurum." demeyi ihmal etmedim.
Okuldan çıktım. Sağa döndüm. Sola döndüm. Tekrar sağa döndüm. Karşıdan karşıya geçmeyi ustalıkla yeniden başardım ve o aptal yokuşu inip neredeyse eve ulaşmıştım. Ki annemi gördüm evin önünde. Ama eve kadar bana göre daha çok yolum vardı. Yol çok büyük ben çok ufak. Annem bana doğru hızla yürümeye başladı. Heyecandan bir anda önümdeki koca çamur çukurunu göremedim ve oraya saplanıp kaldım. Sol ayağım tamamen çamur oldu. Dudağımı büktüm. Ağladım ağlayacağım. Burnumu çektim. Ayağımı çektim. Çıkmadı. Annem yanıma geldi.
"Okula gittim, ablamı aramaya." diye yanıtladım.
"Ne? (!!!) Okulda ne işin var? Karşıya nasıl geçtin sen? (!!!)"
Derken beni kucaklayıp saplandığım çukurdan aldı. Arkasını dönüp yürürken ben boynumu büküp çamura baktım. Bir anda ağlamaya başladım.
Elimi uzaklaşmakta olduğumuz çamura doğru uzattım. Çok uzaktaydı artık.
"Ne oldu?" diye sordu annem.
"Terliğim çamurda kaldı!" diye çığırmaya başladım.
"Ah!" diye telaşlandı, hemen çamura doğru döndük.
Ama ben hala, "Terliğim!" diye 'm'leri uzata uzata ağlıyorum.
Ama ben hala, "Terliğim!" diye 'm'leri uzata uzata ağlıyorum.
Annem eğilip kırmızı yeşil terliğimi aldı ve bana verdi. O kadar mutlu oldum ki bir anda. Bütün o salya sümük ağlayış gitti yerine düşünceli bir ifade geldi.
"Ablam nerede?"
"Evde. Evde!"
Terliğime sarıldım. İçimden bir ses:
"Boşuna o kadar yolu gitmişiz. Canım terliğim!"
Birkaç sene evvel o evin oralara gittim. Yokuş falan değildi. Bildiğin dümdüz yolu ben yokuş olarak görüyormuşum. Anneme sordum, burası yokuş değil miydi, diye. Eğilip büküldü mü şimdi? Yok, dedi, her zaman böyleydi bu yol. O an anladım. Ben çocukken yolu bile gözümde büyütmüşüm. Ama o yolu bu kadar büyük görmesem muhtemelen tek başıma yürümezdim bile. Kendimi biliyorum çünkü. Zor olan ne varsa ona yöneliyorum. Zor olmayanları ise kafamda bitiriyorum. Mesela neden o gün tam karşımdaki parka gidip bakmak yerine ablam evde yoksa kesin okuldadır mantığıyla onca yolu yürüdüm? Çünkü çocukken de tuhaftım. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Şimdi de aynıyım, sadece boyum kapı kulpunu geçmeyi başardı, o kadar.
Sır: Kırmızı yeşil terliğimi çok özlüyorum.
ya yazıları okiciim :)
YanıtlaSilters düz çok güzel kesin tavsiye ederim kesin yıl bitmeden oku :)))
onun da bloguna gitsene kafadergi.blogspot tanış onunla ya
Teşekkürler. Okuyacağımdan emin olabilirsin. :)
Silçamura da düşse mutluluğumuza hep sahip çıkabilmek dileğiyle...sevgiler
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bu güzel dileğiniz ve yorumunuz için. :) Sevgiler...
SilÇocukluktan kalan anlar hafızalarımızdan silinmiyor. Güzel olan onları çocuk gözüyle gördüğümüz şekliyle hatırlamamız:)
YanıtlaSilHaklısınız, çocuk gözümüz hep açık kalsın. :) Teşekkür ederim bu güzel yorumun için. :)
SilO kadar sade ve güzel anlatmışsınız ki... Sanki bir film sahnesi izledim okurken :) Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBir montum vardı çocukken, mavi. Yazınız hatırlattı; ben de mavi montumu özledim :)
Mavi montunuzu hatırlatan bir yazı olmasına sevindim. :) Teşekkür ederim, efendim. :)
Silçok güzel anlatmışsınız (:
YanıtlaSilTeşekkürler. :)
SilÇok güzel bir yaziydi 😊
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :)
SilSevgiler...
Kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilBu dünya o kadar sıradanlaştı ki sizin bizim gibi tuhaf olanlar kendi rengine boyuyor hayatı. Gökkuşağı unutulacak yoksa, onu da siyaha boyayacaklar. Bu yüzden bari biz kırmızı yeşil terliklerimizi geride bırakmayalım. ;)
Onca sıradanlığın içinde o kırmızı yeşil terliği, o rengarenk boyaları kaybetmeyeceğimize güvenim tam. :) Teşekkür ederim, efendim. :)
SilNe hoş bir blog burası böyle! Kulağımı çınlatmışsınız, öyle haber aldım, hemen geldim! :) Yazılar ve tasarım çok hoş görünüyor! :) Kitabı okursanız, yorumları bekleriz... :) sevgiler
YanıtlaSilÇınlatmış bulunduk. :) Teşekkürler. Kitabınızı yakın zamanda okuyup yorumumu mutlaka yapacağım. :) Kitabın adına uyan bir kapak tasarımı olmuş, ilgi çekici.
SilSevgiler...
Kısa, mutlu, sıcacık bir anı. Çocukluğa özlem. Gönlüne sağlık değerli arkadaşım. :)
YanıtlaSilBen de bu sıcacık yorum için teşekkür ederim, canım benim! :)
SilSevgiler...
Ne kadardır güzel anlatımınız var.. Okuyunca çocukluğum geldi aklıma.. 😄😄
YanıtlaSilBirde yorum yazarken yanlışıkla yayınladım yorum o yüzden yarım kaldı
Bu güzel yorum için teşekkür ederim. :)
SilNot: Sorun değil, yarım kalmış yorumunuz da gülümsetti. :)
Her kelimesini sıkılmadan okudum :) başarılar
YanıtlaSilTeşekkürler. :)
Silabartısız ve güzel br şekilde anlatmışsınız tebrik ederim :) benim gibi yeni yazmaya başlamış birine güzel bir örnek oldunuz :) bende beklerim :)
YanıtlaSilBu güzel yorum için teşekkür ederim. :) Blogunuza bakacağım. :)
SilTerk etme Hiç birini sıkı sıkı sarıl ve yazmaya devamm :) Paylaşım için teşekkürler....
YanıtlaSilTeşekkür benden, efendim. :)
SilSevgiler,
Ahhah yazının sonundaki sır da bile o minik kızın inatçı özlemi var.. bayıldım, ben de onunla yürüdüm o yokuşta, hatta kaytan bıyıklı müdürün şaşkın bakışlarını bile hayal ediverdim. (kaytan bıyıklı müdürü ne de güzel uyduruverdim) :D
YanıtlaSilçok güzeldi <3
Çok neşeli bir yorumdu gülerek okudum, teşekkür ederim. :)) (sizi mi kıracağım, kaytan bıyıklı oluversin.) :D
SilSevgiler...